Kick Boks tarihsel olarak Karate, Thai Boks (Tayland Boksu) ve batı boksu sporlarından geliştirilmiş, genellikle kendini savunma amacıyla, tekme ve yumruğa dayalı ayakta yapılan bir dövüş sporudur.
Kick Boksun temelleri Asya’da 2000 yıl öncelerine kadar uzanmaktadır.
Japon Kick Boksu 1960’lı, Amerikan Kick Boksu 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Japon Kick Boksu 1993 yılında K1 haline gelmiştir. Tarihsel olarak Kick Boks, çeşitli geleneksel stillerin birleşiminden meydana gelmiş karma bir dövüş sporu olarak düşünülebilir. Bu yaklaşım 1970’li yıllardan beri artarak kick boks sporu popüler hale gelmiştir. 1990’lı yıllardan beri ise Kick Boks, değişik dövüş tekniklerinin birleşmesiyle karma dövüş sporlarının ortaya çıkmasında katkıda bulunmuştur.
1976’da Avrupa’da yaygınlaşan Kick Boks, WAKO’nun organizasyonlarıyla gelişmeye başlamıştır. WAKO’nun Kurucusu Berlin’den Mr. GeorgBruckner’dir. Kendisi 1978’de 18 ülkeden 110 sporcu ile Semi ve Full Contact Karate branşlarında ilk Dünya şampiyonasını düzenleyen kişidir. Sonrasında WAKO ivedilikle yeni dövüş sporları için kuralları ve düzenlemeleri oluşturdu ve dünyada özgün bir Kick Boks Federasyonu olarak görevini sürdürdü. Her bir üye ülke her bir ağırlık kategorisinde yalnızca bir sporcu ile temsil edilmekte ve böylelikle en iyi sporcuların katılımı sağlanmaktadır.
Zumba bilinen tanımıyla çeşitli latin danslarından esinlenerek oluşturulan koreografilerin fitness ve dans egzersizine dönüşmesiyle ortaya çıkan fitness egzersizidir. Daha sonraları tüm dünyaya yayılmasıyla neredeyse tüm hareketli şarkılar zumba ile kullanılır olmuş. Bana göre zumba ise eğlencenin yeni adıdır…Dans ederken hem stres attıran hem de zayıflatan yeni bir fitness programıdır. Dünyaya hızla yayılırken maalesef ülkemiz bu hıza yetişememiş, ta ki Zumba kurucusu BetoPerez’in 2009 yılında İstanbul’da ilk eğitimi vermesiyle beraber bu yeni spor programı ile tanışıp yeni eğitmenlerine kavuşabilmiştir. Zumba’nın İstanbul’da tanıtılıp bir anda sevilmesiyle Zumba aşkı diğer büyük şehirlerde sıçramış ve verilen eğitimlerle eğitmen sayısı hızla artmış akabinde o eğitmenler Türkiye’nin dört bir yayına dağılarak Zumba eğlencesini insanlarla taşımışlardır. Şimdilerde ise neredeyse her ilde en az bir spor merkezinde step, fitness, aerobik ve pilatesin yanında aranan bir tür olarak yer almaya başlamıştır.
Peki Zumba hangi dans türlerini içinde barındırır diyecek olursanız: Samba,rumba,salsa,bachata,merengue,çaça vb. Kısacası latin dansları ile yapılan koreografiler ile hem eğlenip hem de kilo veriyorsunuz, yani artık kilo vermek işkence değil, ZUMBA ile bir zevke dönüştü diyebiliriz. Siz de bu deneyimi yaşamak isterseniz, size en yakın zumba sınıfına hemen kayıt yaptırmalısınız…
Zumba Nasıl Yapılır?
Aslında Zumba hareketli olan her şarkı ile yapılabilir. İster Türk pop, ister roman havası, ister mezdeke, isterseniz de yabancı müziklerle ya da Zumba’nın orijinal müzikleriyle, onlara uyarlanan hareketlerle oluşturulan koreografiler eşliğinde dans edebilirsiniz, tabi ki bunun için zamana ihtiyacınız olabilir, kişinin yeteneğine, azmine ve en önemlisi de antrenmanı takip etme sıklığına bağlıdır, ilk ders çok zor gibi görünen hareketleri öğrenmesi 2 haftayı, tamamen kavraması ile 1 ayı bulacaktır. Bunun için sabır gerekmektedir. Zaten katılanlardaki ortak görüş , ilk gün: Allah’ım sana geliyorum, ikinci gün:Hocam bugün daha iyiydim. Üçüncü gün: Hocam ben de yapabiliyorum artık… 2. hafta sonunda ise:Hocam bunlar çok kolaymış aslında. Ay sonu:Hocam yeni koreografiler yapalım mı,bunlar çok kolay geliyor artık bize
ZUMBANIN FARKI NEDİR?
Zumbanın diğer fitness programlarından farkı,antrenman boyunca eğlencenin tavan yapması ve zamanın nasıl geçtiğinin anlaşılamamasıdır.Yoğunkardiyo programı yapıp 1 saat boyunca aralıksız hareket halinde olmanıza rağmen dersin bittiğine inanamıyor olunmasıdır. İlginç bir farkı daha zumba dersi sonunda yorgun değil enerjik oluyorsunuz. Enerjik olmanın yanında daha da önemlisi mutlu oluyorsunuz ve yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle ertesi gün yeniden gelmek için zumba dersinden ayrılıyorsunuz. Kişiye göre 500-1000 kalori kaybetmiş bir şekilde hem de, peki ya sonrası? Sadece yediklerinize biraz dikkat ederek diğer spor türlerine oranla, daha hızlı ve kolay bir şekilde kilo verebiliyorsunuz. Zumbasayesinde , kilo vermek artık daha keyifli
MuayThai yaklaşık geçmişi binlerce yıl öncesine dayanmaktadır, bir savaş sanatı ve yaşam biçimi olarak öğretilen MuayThai ilk yarışmalar Siam Kralı ParchaoSua 1697 ile 1709 yıllarında ülke genelinde yarışmalar yapılmaya başladı, 1930 yılında ilk defa 20 ülke bir araya gelerek eldiven takıldı ve kurallar kaideler resmen ilan edildi, 1930 yılından sonra üçbölüme ayrılmıştır.
Silahlı savunma sanatı (Muay Boran), Yarışma ring sporu (Muaythai), Danslı aerobik fitnes (Muay Aerobik) gibi, MuayThai günümüzde dünayda popüler olarak en yaygın olan ring sporlarındandır.
Aletli Pilates de amaç güç kazanmak, denge merkezini postür bozukluklarını düzeltmek vücudu kendi sınırları içinde doğru şekilde esnetmek, ve tüm bunlar esnasında doğru nefes, doğru tempo, odaklanma ve akıcı hareket ilkelerine sadık kalmaktır. Derslerde dengeli bir bütünlük olmalıdır; çünkü, amaç belirli kas gruplarını şişirmek ya da büyütmek değil, esnetip uzatarak kuvvetlendirmektir.
Aletli Pilates de amaç tüm vücudu çalıştırmaktır. pilates de bazı kas grupları sabitlenerek bazıları da hareketli çalışır. Kişi aletli pilates yaparken vücudun kuvvet merkezini de kullanır, böylece aslında kollarıyla bantları çekerken ya da bacaklarıyla footbarı iterken sadece tek bir kas grubuna yüklenmemiş olur. Vücuttaki tüm kas grupları aynı anda ve hemen hemen eşit düzeyde çalışır ve güçlenir. Bu aletli pilatesi diğer egzersiz türlerinden ayıran en önemli özelliktir. Bu özellik sayesinde pilates aletleri normal hayattaki aktivitelere de en benzer egzersizlerin (fonksiyonel egzersizlerin) yapılmasını sağlar. Aletli pilatesin bir diğer özelliği de yatarak uygulanan hereketlerde yerçekiminin etkisini azalttığı için kuvvet olarak zayıf kişilerin dahi birçok egzersizi yapabilmesini sağlamasıdır. Egzersizler sırasında eklemlere az yük biner ve kişi güçlenerek normal hayattaki fizyolojik hareketleri yapabilmeye başlar.
Aletli pilates her geçen gün geliştirilmekte ve çok yönlü kullanım sunar hale gelmektedir. Rehabilitasyon merkezleri için tasarlanan sadece fizik tedavi amaçlı kullanılan modeller de bulunmaktadır. Ayrıca büyük ve küçük Box’lar, tutacak seçenekleri, hamile pilatesi için kullanılan özel aparatı ve jump board (sıçrama tahtası) ile de zenginleştirilmiştir. Özellikle jump board reformera eklendiğinde yine yerçekiminin etkisi azaltılıp üzerinde pek çok yatay sıçrama egzersizi uygulanmaktadır. Jump board ile çok eğlenceli ve faydalı pilates dersleri yapılmaktadır.
Aletli Pilates Egzersizlerinin Faydaları Nelerdir?
Aletli pilates; genel direnç, esneklik, koordinasyon ve denge dâhil pilatesin en bilindik faydalarının tümünü bir arada sunar. Bunun karşılığında bu aletler, daha iyi duruş, zarif, etkin hareket ve çoğu insan için sırt ağrısı gibi fiziki dengesizliklerle ilişkili ağrılardan arınma gibi günlük yaşamda ihtiyaç duyulan gelişmelere öncülük eder. Direnç geliştirme ve Pilates denildiğinde; en önemli kasları oluşturan Pilates enerji merkezi kasları en önemlileridir. Düz karınlar, güçlü sırtlar, sert kalçalar ve basenler tüm bu etkinin sonuçlarıdır. Aletli pilates kuvveti artırırken esnekliği artırmak için geniş kapsamlı hareketlerin mükemmel yapılmasını sağlar. Vücudu egzersiz sırasında gererek uzatır ve bu uzunluğu sürdürmek için bedeni eğitir. Direnç egzersizleriyle güçlü kemikler inşa etmeye yardımcı olacak yeterli direnç ve hareket çeşitliliği sağlar. Aletli pilates ile eksantrik kas sıkışma egzersizleri yapılabilir. Bu egzersizde kas bir kuvvete direnirken uzatılmaya çalışılır.
Kifoz (Kamburluk) ve Pilates
Sırt ve bel ağrılarının önemli sebeplerinden biri olan kifoz , özellikle çocukluk çağında kendini gösteren, skolyoz dışında görülen bir diğer önemli bir omurga eğriliği veya ( kifoz ve pilates ) bozukluğudur. Halk arasında kamburluk olarak bilinen hastalık dorsal ve lumbar olmak üzere iki tipi vardır.
Skolyoz, omurganın göğüs (thoracic) veya bel (lumbar) bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir.
Skolyoz tek başına olabileceği gibi “kifoz” ile beraber görülebilir. Bu durumda hastalık “kifoskolyoz” olarak adlandırılır.
Kifoz, sırttaki kamburluktur. Kifoz değişik nedenlerle gelişir. Gevşek bir bicimde oturma, yürüme, kötü duruş pozisyonu (bilgisayar ve televizyon karşısında uzun süre sabit ve uygun olmayan şekilde oturma) omurgada ki bağları gerer ve bu da zamanla omurganın doğal eğiminin artmasına neden olur. Omurlar arasında kaynamalar, yapışıklar çocuk büyüdükçe ilerleyen kamburluklara neden olur. Bu tür kamburluklar çok hızlı ve ciddi bicimde artarlar. Cerrahi müdahale ilerlemeyi engelleyebilir ama genellikle boy kısalığı kaçınılmazdır. Kifoz’da ağrı nadir olarak görülür. Bu durumda karın, sırt ve bacak adalelerini tablonun ilerlemesine engel olur. Yapılan pilates egzersizleri ile “sınırlıda” olsa düzelme sağlar. (Kifoz ve pilates)
Pilates Ne Sıklıkla Yapılmalı?
Genelde haftada en az iki kez yapmayı tavsiye ediyoruz. Yerçekimiyle savaşan bir egzersiz şeklidir. Vücudun sarkmasını engeller. Bu şekilde pilates bir anti-aging (yaşlanmayı önleyici) egzersiz olarak değerlendirilebilir. Pilateskifozun azaltılmak ya da ilerlemesini durdurmak amacıyla yıllardır uygulanmaktadır. (kamburluk ve pilates)
Duruş Bozukluğu ile Kifoz Arasındaki Fark Nedir?
Bazı kişiler alışkanlık olarak kambur dururlar. Bu kişilerin kifoz hastalarından farkları istediklerinde dik durabilmeleridir. Röntgen açı ölçümleri de normale yakın çıkar (genelde 60 derecenin altında). Bazı ağır sporlarda artan göğüs kafesi hacmi ve kas kitlesinin omurgayı öne çekmesi ya da ergenlik çağındaki kızlarda gelişmekte olan göğüsleri gizleme gayreti duruş bozukluğu sebebi olarak düşünülür. Duruş bozukluğu zaman içinde esnekliğini yitirebilir. Zaman içinde koltuğa yığılarak kambur oturmaya ve kambur yürümeye bağlı olarak omurga çevresi bazı bağlar kısalarak kifoz hastalığına dönüşebilir. Bu kişiler isteseler de dik duramazlar. Bu kifoz hastalığına dönüşüm olarak düşünülebilir
Kifoz Önlenebilir Mi? Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Kifozun önlenebilmesine yönelik egzersizler genelde duruş bozukluğuna bağlı kifoz ya da erken dönemde Schuerrmannkifozu için geçerli olabilir. Kısa olan karın, göğüs ve bacak kaslarının uzatılması; omurga çevresi kasların güçlendirilmesi ana prensiplerdir. Kemik erimesine bağlı omurga kırıkların oluşmasını engellemek ya da kırık omurların daha fazla çökmesini durdurarak yaşlılarda kifoz oluşumu engellenebilir. (kamburluk ve pilates)
WingChun WingTsun, WingTzun, VingTsun ya da WingTsung Güney Çin kökenli bir dövüş sanatı. WingTsun kavramı, sanatın günümüz şartlarına uydurulmuş versiyonlarını ifade etmek için kullanılır. Geleneksel olan WingChun ise günümüzde sayıca azdır.
WingChun Bruce Lee’nin de hocalığını yapan Yip Man’a gelinceye kadar aile içinde ve şifahi yolla öğretilen bir sanat olduğundan tarihine ilişkin dokümanlar bulunmamaktadır. Bu da WingChun’un kökeni hakkında efsanevi ve romantik anlatılara yol açmıştır.
WingChun’un doğuşuyla ilgili en yaygın hikâyeye göre sanat yaklaşık 300 yıl önce Budist ismi Beş Erik anlamına gelen NgMoi olan rahibe LuiSei-Leung’la başladı. MançuryalılarınShaolin Tapınağına saldırısı üzerine tapınaktan ayrılmak zorunda kalan NgMoiEmei dağlarındaki beyaz turna tapınağına sığınır ve sanatını burada geliştirmeye devam eder ve ona Beyaz Turna Boksu adını verir. Tapınaktan ayrıldıktan sonra karşılaştığı MiuShun’a sanatını öğretmeye karar verir. MiuShun sanatı Shaolin baskınından kaçan ve kızıyla dükkân işleten YimYee’ye öğretir. Babası YimYee’den öğrendikleri teknikleri alıştırma yaptığı bir zamanda YimWingChun’u evlerine ziyarete gelen NgMoi izleme fırsatı bulur ve sanatına izlediği genç kızın adını verir.
Başlangıç Tarihi | Bitiş Tarihi | Eğitim Zamanı | Ders Saat Sayısı | Kalan Kontenjan | Fiyat |
---|