BALE ve BALE TARİHİ
Bir gösteri sanatı olarak genellikle müzik eşliğinde dekor ve sahne giysileriyle sunulan son derece titiz bir danstır. Bir bale dans müzik ve tasarımla dramatik bir öykü anlatabilir ya da hiç bir öykü olmadan yalnızca müziğin dans aracılığıyla bir yorumu biçiminde sunulabilir.
Bale ilk olarak İtalya’da rönesans döneminden görülmektedir.Mim sanatçılarının ortaçağ ve rönesans tiyatro gösterilerinde ve geleneksel halk gösterilerindeki dans adımları bugünkü balenin temellerini oluşturur.
Fransa’da Henry IV tarafından desteklenen bale tüm Avrupa’ya,oradan da 16. ve 17.yüzyılın sonlarında da Danimarka ve Isveç’e kadar yayılmıştır. Balenin altın çağı kendisi de iyi bir dansçı olan Louis XIX döneminde başlamıştır. Fransızlar ve Rusların bale sanatının gelişmesinde dansçılık, bestecilik ve koreografi alanında çok büyük katkıları olmuştur.
Türkiye’de resmi ve akademik özelliğe sahip olan ilk bale okulu, 1948 yılında İstanbul’da kurulmuş, 1950′de Ankara’ya taşınarak Devlet Konservatuarı’na bağlanmıştır. Devlet bale okulunun kuruluş hazırlıklarını yapmak üzere 1947′de ülkeye davet edilen İngiliz Kraliyet Balesi’nin kurucusu Dame Ninette de Valois’nın, Türk balesinin gelişimine büyük katkıları olmuştur. Ankara Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü’nün ilk gösterisi, 1950 yılında gerçekleşmiş ve temsilde Ulvi Cemal Erkin’in müziği üzerine Joy Newton’un koreografisini yaptığı “Pastoral Suit” ve “Keloğlan” baleleri sunulmuştur.
Gelin ve Damat adaylarımızı, dügün gecelerini unutulmaz kılacak, farkyaratacak dakikalar için hazırlıyoruz.
En özel gününüzde, sizin zevkinize göre seçeceğiniz güzel bir müzik esliginde, size özel hazırlayacagımız koreografi ile davetlileri kendinize hayran bırakabilir ve kendiniz için unutulmaz dakikalar yasayabilirsiniz.
Ders Saatlerimiz çiftlerin uygun zamanlarına göre ayarlanmaktadır..
Gelin İlk Dansınızın heyecanını birlikte yaşayalım.
Bateri, davullardan ve zil başta olmak üzere diğer vurmalı çalgılardan oluşan bir çalgı takımıdır. Şarkılarda ritim tutmaya yarar. Fransızcadan Türkçeye geçmiş bir kelimedir. Türkçede "bateri" yerine "davul", "davul seti" ve "davul kiti" terimleri de kullanılır.
Bateri çalma, hızın yanı sıra denge ve akıcılık gerektirir. Düzenli olarak metronom ile çalışmalı ve single-stroke, double-stroke, paradidle, double paradidle, üçlemeler, altılamalar gibi el teknikleri, dörtlük ritmin üzerine dörtlük, sekizlik, onaltılık kick vuruşları gibi sağ ayak teknikleri (eğer twin pedal tercih edilirse sol ayak için de aynı egzersizler uygulanabilir), hi-hat ile dörtlük,sekizlik,onaltılık saymak gibi sol ayak teknikleri ve tabii ki el-ayak kombinasyonları gibi teknikler üzerinde alıştırma yapılmalıdır.
Yaylı çalgılar ailesinin ikinci üyesidir ve şekli kemana benzemekle beraber kemandan biraz daha büyüktür. Fiziki yapısı kemana çok benzer. Keman ailesi müzik aletlerinde orta sese sahiptir ve keman ile çello arasında yer alır. Gövde uzunluğu 41 – 45 cm civarındadır.
Notaları üçüncü çizgi ‘do’ anahtarıyla yazılır. İnce seslerde ‘sol’ anahtarı kullanılır. Viyolanın da dört teli vardır ve tam beşli aralıklarla DO, SOL, RE, LA olarak akort edilir.
Viyola teknik açıdan da kemana çok benzer. Parmak ve yay tekniği, pozisyonlar ve değişik ses renklerini elde etme yöntemleri kemandan farksızdır. Fakat viyolanın genelde koyu, derin ve can alıcı bir ses rengi vardır.
Tellerin her biri kendine özgü bir kişilik taşır. La telinden elde edilen sesler, tatlı ve ılımlı duyulur. Re telinin gösterişsiz ama yumuşak bir rengi vardır. Sol teli çok zengin tınılar üretir, en alttaki Do teli, özgün ses rengiyle, ciddi ve egemen bir yol göstericidir. Hoşgörüyü ve güven veren duyarlılığı anımsatır. Derinden gelen alto sesiyle viyola acıyı, hüznü ve sevdayı anlatmakta etkilidir. Kimi zaman sertliğe varabilen ince seslerle, ürkütücü çığlıkları duyururken, kimi zaman tatlı bir öğütçülüğe yönelir.
Bu özellikleri içeren viyolaya, orkestrada armoni eşliğinin orta partilerini seslendirme görevi verilir. Çünkü viyolanın ses alanı, orkestranın ses alanının tam ortasındadır. Kimi zaman özelliklerinden faydalanmak için bu çalgıya karakteristik ezgileri seslendirme görevi de verilir.
Kursumuz piyano eğitimi sürecinde öğrencinin deşifre yeteneğini ve müzikal anlayışını geliştirmeyi hedefler.
Piyano eğitiminde uzmanlaşmış kadromuz başlama yaşı en küçük olan bu enstürman öğrencinin yetenek düzeyi ve çalışma alışkanlıklarına göre öğretim sürecini planlar. Okul öncesi yaşlardan itibaren öğrenciye düzenli çalışma alışkanlığı kazandırır bu da yaşamın her alanında başarıyı getirecektir.
Kursumuz piyano eğitimi sürecinde öğrencinin deşifre yeteneğini ve müzikal anlayışını geliştirmeyi hedefler.
Piyano eğitiminde uzmanlaşmış kadromuz başlama yaşı en küçük olan bu enstürman öğrencinin yetenek düzeyi ve çalışma alışkanlıklarına göre öğretim sürecini planlar. Okul öncesi yaşlardan itibaren öğrenciye düzenli çalışma alışkanlığı kazandırır bu da yaşamın her alanında başarıyı getirecektir.
Başlangıç Tarihi | Bitiş Tarihi | Eğitim Zamanı | Ders Saat Sayısı | Kalan Kontenjan | Fiyat |
---|